Ben İstanbul’dan Kenan. 19 yaşındayım, 36 yaşındaki annem Birsen ve
47 yaşındaki babamla birlikte yaşıyoruz. Babam yıllardır kız çocuğu
istiyordu. Hatta beni de kız olsun diye yapmışlar ama erkek olmuşum
işte. Erkek olduğumu duyunca babam hastaneye bile gelmemiş. Ben
doğduktan sonra kız çocuk için çok uğraştılar. Buna akraba
konuşmalarından falan ben de şahidim ancak anladığım kadarıyla babamdan
kaynaklanan nedenle çocukları olmuyordu artık. Annemin de çocuk doğurmak
için yaşı geçmek üzereydi ve babam bir kız çocuk doğurmak için elinden
geleni yapıyordu. Babamla annem bir akşam bu çocuk mevzusu yüzünden çok
kötü kavga ettiler. Babam çocuk olmamasından dolayı annemi suçluyordu
hep. Kavganın sonucunda annem ağlarken babam evden çıkıp gitti. Ben de
gidip annemi teselli etmeye başladım.
Ertesi sabah annemin morali çok bozuktu ve gece uyumadığı belliydi.
“Anne nedir bu kız çocuğu istemi babamın anlamıyorum valla” diye
söylendim. Annemin yarasına basmıştım. “Valla ben de anlamıyorum Kenan.
Yıllardır canıma tak etti. Gitmediğimiz hoca, denemediğimiz ilaç
kalmadı. Ama vermeyince Allah vermiyor işte. Bir de benden biliyor,
halbuki doktor problemin ondan kaynaklandığını yüzüne söyledi ama kabul
etmiyor” dedi. “E ne olacak anne böyle ” dedim. “Valla en sonunda gidip
başkasından peydahlayacağım çocuğu” dedi annem sinirle. Ben dondum
kaldım. Annem de söylediğinden pişman olmuştu. “Anne ne diyorsun” dedim.
“Ya oğlum işte ben sinirimden ne dediğimi biliyor muyum, burama kadar
geldi artık, yaşımdaa geçiyor, bir kız çocuk doğuramazsam bu adam bana
dünyayı dar edecek ölene kadar” dedi ve ağlamaya başladı gene. Ben de
annemin ağlamasına çok üzülüyordum. Babam annemle o kavgadan sonra
konuşmaz oldu. Ben de minimum seviyede konuşuyordum babamla. Gıcık
oluyordum bu kız çocuk sevdasına valla. Annemin her gün ağlamasından
bıkmıştım artık, onun üzüntüsünü dindirmek için bir çare düşünüyordum.
Sonunda aklıma bir fikir geldi. Gidip anneme anlatmaya kadar verdim.
“Anne ben evleneyim veya birinden çocuk yapayım, kız olur belki, sizin
olur çocuk olmaz mı?” diye sordum. Annem duyarlılığım karşısında çok
duygulandı bana sarılıp “benim düşünceli aslanım, kıyamazmış annesine
hiç” diyerek ağlamaya başladı. Bir yandan da kafamı okşuyordu. Biraz
sonra ağlaması durdu. “Ne dersin anne” dedim tekrar. “Olmaz oğlum öyle,
kendi çocuğu olmayınca kabul etmez, torun başka çocuk başka” dedi. Ben
de “ya anne çocuk sizin çocuğunuz olacak” dedim. Annem “oğlum hamile
olmadan çocuk mu olur dedi, benim doğurmam lazım çocuğu” dedi. Bunu
derken annemin saçlarımı okşayan elleri yavaşladı. Gözleri dalmıştı.
Sanki aklına bir şey gelmiş gibiydi. Seslendim, duymadı. O kadar
dalmıştı. Dürttüm “annee” diyerek, irkildi. “Noldu anne dedim aklına
bişey mi geldi” diye sorunca, “yok bişey” oğlum dedi, yüzüme baktı ve
hızlıca kalkıp mutfağa gitti. Ben anlam verememiştim annemin bu
hareketine.
Günler sonra bir gün okuldan erken geldim eve. Kapıyı açıp girdim
kimse yok gibiydi. Annemin odasından konuşma sesleri geliyordu. Yaklaşıp
kapının aralığından bakıp annemin bir yandan çamaşır katladığını bir
yandan da biriyle telefonda konuştuğunu gördüm. Biraz dinlemeye karar
verdim. Konuştuğu yakın arkadaşı Semra teyzeydi. Dinlemeye devam ettim.
Şöyle diyordu “kız geçen Kenan bana ne dedi biliyor musun. Anne ben
başkasından çocuk yapayım size vereyim dedi yavrum benim” diye
anlatıyordu Semra teyzeye. sonra Semra teyze bir şeyler demeye başladı.
annem susup dinliyordu. Rengi değişmişti. “Saçmalama Semra Allah aşkına”
dedi kızgın bir sesle. Semra teyze ısrar ediyordu mevzuda. Annem “kız
saçmalama oğlum o benim” deyince benden bahsettiklerini anladım. Merakla
dinlemeye devam ettim. Semra abla anlattıkça annem bunalıyordu “Ay
Semra Allah aşkına sus ne diyorsun. Nasıl olur manyak mısın. Oğlumdan
hamile mi kalacağım!” deyince bu sefer ben şok oldum. Aptallaştım. Hemen
evden çıkıp sokaklarda dolaşmaya başladım. Demek Semra teyze onu hamile
bırakmamı söylüyordu anneme. Kafamı biraz dağıttıktan sonra eve gidip
direk odama kapattım kendimi. Annem “Kenan yemek yemeyecek misin” diye
sormasına rağmen “yemeyeceğim” deyip bilgisayarın başına oturdum.
Google’a “oğlunun spermleriyle hamile kalan anne” diye yazıp arattım.
ABD’de bir annenin oğlundan alınan spermlerle hamile kaldığını okudum.
Detaylı araştırdım konuyu o gün. Ertesi gün annem odama geldi ben
bilgisayar başındayken. “Hayırdır oğlum bir şey mi oldu, odandan
çıkmıyorsun” dedi. Heyecanla “anne sanırım derdine derman buldum” dedim.
“Neden bahsediyorsun” dedi annem. “Anne dün sen Semra teyzeyle
telefonda konuşurken istemeden sizi dinledim” dedim. Annem hemen
kızarmaya başladı. “Sanırım Semra teyze benden hamile kalmanı söyledi
değil mi?” dedim. Annem utanmış bir şekilde “ya oğlum saçmalıyor işte
Semra teyzen” dedi. “Yok anne hiç de saçmalamıyor.
Bak internette araştırdım. ABD’de, Kanada’da falan oğlundan aldıkları
spermlerle hamile kalan anneler varmış” diye girdim konuya. Annem
“nasıl yani” dedi. Şöyle “ölüm döşeğindeki oğlundan sperm aldırarak
tekrar hamile kalmış kadın mesela” dedim. Spermlerin dondurularak
kadının rahmine yerleştirildiğini anlattım. Bir hafta içinde tutup
tutmadığının belli olduğunu anlattım detaylı. Annem afallamıştı. “Oğlum
saçmalama Allah aşkına” deyip kalktı ve içeri gitti düşünceli bir
şekilde. Ben de araştırmaya devam ederken “çocuğunun spermleriyle hamile
kalan anne” başlığıyla ensest hikayelere rastladım. Bir kaç tanesine
göz gezdirdim. Aman Allahım millet annesini sikip hamile bırakmış, yuh
dedim kendi kendime. Doğru olamaz böyle şeyler saçmalık diyerek kapadım
bilgisayarı. Akşam anneme ne düşündüğünü sordum. O da “oğlum doktoruma
sordum ben de dediklerini, ülkemizde yasakmış bu uygulama” dedi. İşin o
kısmını düşünmemiştik tabi. “Üzülme anne bulacağız bir çözüm” dedim. Bir
kaç gün yine araştırdım ve bu işin Kıbrıs’ta yapıldığını öğrendim.
Hemen gidip anneme anlattım konuyu. “Oğlum Kıbrıs’a nasıl gideceğiz,
babana ne diyeceğiz olmaz o iş” dedi. Ben de “sömestr tatilinde Kıbrıs’a
gideriz beraber, babamı götürmeyiz. Halledip döneriz. Zaten spermin
tutup tutmayacağı bir haftada belli oluyormuş” dedim. Sanki anneme
mantıklı gelmişti bu fikir. Babam memur olduğu için zaten yeşil
pasaportlarımız vardı. Tatile bir ay vardı. Annem “oğlum baban ikimizin
yalnız gitmesine izin vermez asla” dedi. Ben de “sen işin o kısmını bana
bırak” dedim. Bir akşam babam içiyordu evde. Hafif çakırkeyifken konuya
girdim: “baba okulumuzun bir Kıbrıs gezisi var sömestr tatilinde,
gidebilir miyim” dedim. Babam hemen “ne kadarmış?” diye sordu. “Kişi
başı 5000 tl baaba” dedim. “Kişi başı derken? Kiminle gidiyorsun ki?”
dedi. Ben de “sizin de gelmenizi istiyorum” diye yem attım. “Oğlum ben
nasıl geleyim işi gücü bırakıp” dedi. İstediğim cevabı almıştım “o zaman
annem bari gelsin” dedim. Babam anneme baktı. Annem çekingen bir
şekilde gülümsedi. “İstiyor musun?” diye sordu babam. Annem “gideyim,
çocuğu yalnız bırakmayayım diyorum” dedi. Babam da “siz bilirsiniz”
dedi. Yani bu kabul ettiği anlamına geliyordu. Hemen ben hazırlıklara
koyuldum. Otel, uçak bileti falan ayarlamak lazımdı. On bin lira bize
hayli hayli yeter diye düşünüyordum. Otel ve uçak rezervasyonlarını
yaptırdım. İş operasyonu yapacak hastane ile bağlantıya geçmeye kaldı.
Annem kendi doktoru sayesinde bir bağlantı buldu Kıbrıs’ta ve onunla
görüştü. Sömestr için tarih aldık kadından. İşler güzel ilerliyordu
ancak annem keyifsizdi, bana konuyu sonradan açtı. Meğer bu operasyonun
maliyeti on bin tl kadarmış. “Anne buluruz merak etme dedim, çok bir
para değil”. Annem de “oğlum kimseye söyleyemeyiz, ne diyip de
isteyeceğiz babandan o kadar parayı?” dedi. Annem haklıydı. Buna da bir
çözüm düşündüm. Dedeme tatilde Kıbrıs’a gittiğimi söyleyip biraz para
istedim. Beni kırmazdı dedem hiç. Maddi durumu da iyi olduğu için hemen
hesabıma gönderdi bir miktar. Annem umutlanmıştı. Biraz onun da parası
vardı babamdan gizli. Bir de gerdanlığını bozduracağını söyledi. Böylece
on binden daha fazla parayı toparlayabilmiştik. Sömestr gelmeden iki
gün öncesine almıştım ben uçak biletlerini. Yani toplam 17-18 günümüz
falan vardı. Gün geldi çattı.
Annemle atıldığımız macera neticesinde Kıbrıs’a indiğimiz gün
otelimize yerleştikten sonra hemen hastaneyi ve doktoru bulmaya gittik.
Konuştuk. Kadın çok iyi bir kadına benziyordu. Yarın gelip testlere
başlamamızı söyledi. Ertesi gün öyle yaptık. Testler iki gün sürdü ve
iki günün sonunda benden sperm örnekleri alarak annemin rahmine
yerleştirdiler. İkimiz de umutluyduk ve mutluyduk. Artık biraz da tatil
yapabilirdik. Annemle havuza inmeye karar verdik. Hazırlandığımızda ne
göreyim, annem çok seksi bir bikini giymişti ve vücudu mükemmel
gözüküyordu. Vücudunun bu kadar güzel olduğunu daha önce fark
etmemiştim. Aptallaşmış bir halde havuza indik. Yüzüp eğlenirken
etraftaki erkeklerin annemi kestiklerini fark ettim. Bu bi iki gün daha
böyle devam edince bir gün havuzdayken anneme “anne bu bikiniyi giymek
zorunda mısın? Herkes sana bakıyor” diye serzenişte bulundum. “Ne o?
Kıskandın mı oğlum?” dedi annem ve güldü. “Kıskandım tabi” dedim. Annem
de “oyy benim aslan oğlum annesini de kıskanırmış” diyerek sarılınca
bana memeleri yüzüme yaslanmıştı. İlk defa bir kadının memeleri bir
yerime değiyordu. İçim gıcıklanmıştı. Günler böyle geçiyordu. Bir yandan
hastaneden gelecek haberi bekliyor, bir yandan da tatil yapıyorduk.
Gündüzleri havuz, deniz, akşamları da dışarı çıkıyorduk…
En sonunda Kıbrıs’a geldiğimiz 11. günde doktor hanım arayıp bizi
hastaneye davet etti. Heyecanlanmıştık. Hemen gittik hastaneye. Ama
hayallerimiz yıkıldı gidince. Olmamıştı. Kadın uygun bir dille başarı
oranının %65-70 olduğunu, üzülmemiz gerektiğini falan anlattı. Ama annem
yıkılmıştı. Otele döndük hiç konuşmadan. O akşam otelin barına indik.
Annem çok içti. Bir yandan içiyor bir yandan da söyleniyordu. Ben de çok
üzülmüştüm, bütün planlar boşa gitmişti. “Üzülme tekrar deneriz anne”
diyerek teselli etmeye çalışsam da annem dinlemiyordu, “Oğlum vaktimiz
de kalmadı paramız da nasıl deneyeceğiz” diyor, içtikçe içiyordu. İyice
sarhoş olunca “vazgeçtim ben ya banane yapmıyorum çocuk mocuk, gitsin
baban başkasından yapsın yapabiliyorsa bakalım. Boşanacağım zaten
dönünce” diye hayıflanıyordu dili zar zor dönerek… Boşanma lafı benim de
tadımı kaçırmıştı. Bu işe bir çare bulmak lazımdı. Gece 02:00 gibi
bardan kalktık. Annem sızdı sızacaktı… Koluna girip odaya çıkardım.
Yatağa uzattım. Üzerinde kot pantolon olduğundan rahat edemeyeceğini
düşündüm. Dürterek “anne pantolonunu falan çıkar hadi, geceliğini giy”
dediysem de annemde tok yoktu. İş başa düşmüştü. Kot pantolonunun
düğmesini açıp sıyırdım. Çıkardığımda karşımdaki manzara karşısında şok
olmuştum. yatakta karşımda daracık beyaz body’sinden memeleri taşan,
altında siyah dantelli bir tanga bulunan bu seksi kadın benim annem
miydi? Birden aklıma internette okuduğum o annesini beceren çocukların
hikayeleri geldi. Aklımdan uzaklaştırmaya çalıştıysam da başaramadım.
Yataktaki kadın çok seksiydi. Yani hayatımda bir daha bulamayacağım bir
ortam vardı şu an. Süper seksi bir kadın yarıçıplak ve sarhoş bir
vaziyette yataktaydı. Sağ omuzumdaki ses “o senin annen, herhangi bir
kadın değil” dese de sol omuzumdaki ses “ne olursa olsun o bir kadın ve
seksi bir kadın, bu fırsat bir daha eline geçmez. Hem zaten hamile
bırakmak için geldin buraya, hadi yap o zaman” diyordu. İki sesi de
kafamdan uzaklaştırıp yatağa uzanıp uyumaya çalıştım. Ama uyuyamıyordum.
Şeytan dürtüyordu sürekli. Kalkıp yatağa oturdum. Annem yüzüstü
yatıyordu ve götü çok güzel gözüküyordu. Dayanamayıp elimi götüne
götürdüm. Sert ve soğuktu teni. Temas eder etmez sikim dikilmişti.
Annemin uyanmasından da korkuyordum. Omuzundan bir kere dürterek
“anneee” diye seslendim. Tık yoktu. Sonra götüne tekrar elledim.
Yusyuvarlak hatlarında gezdirdim elimi. Çok güzeldi.
Azıyordum iyice. İki elimi devreye soktum. İki elimle götünün iki
yanağını okşuyordum annemin. Sonra çıldırmış gibi sıkmaya yoğurmaya
başladım. Yüzümü götünün yarığına yerleştirip tanga külodunu yaladım.
Sonra külodu sıyırıp götünü tamamen açığa çıkardım. Porno filmlerde
izlediğim gibi annemin götünün heryerini yalamaya başladım. O kadar
azmıştım ki annemin götünün deliğini bile yalıyordum. İş çığırından
çıkmıştı. Annemi sikecektim bu gece. Yüzüstü döndürdüm. askılı bodysini
çıkarıp memelerini avuçladım. annemin memeleri de taş gibiydi. Sırayla
ağzıma alıp en son bebekliğimde emdiğim memeleri emmeye başladım. Çok
tatlılardı. Sonra kalkıp bir çırpıda soyundum. Sikimi annemin
memelerinin arasına sokup memeleriyle sıkıştırdım. Vahşi bir hayvan
olmuştum. Kalkıp annemin boynuna doğru oturup sikimi dudaklarında
gezdirdim. Sonra ağzına soktum. Emmiyordu ama çok zevk alıyordum. Ağzı
açılmıştı. Taşaklarımı ağzına yerleştirip içine bastırdım ve ağzına
soktum. O sırada boşalmaya başladım aniden. Sikim volkan gibi
patlamıştı. Spermlerim annemin yüzüne saçına sıçramıştı ilk. Sonra
memelerine boşalttım hepsini. Batırmıştım ortalığı. Kalkıp tuvaletten
kağıt getirip temizledim annemi. Sonra girdirip yattım, uyumuşum.
Uyandığımda yeni yeni sabah oluyordu. Tuvalete gidip geldim ki ne
göreyim. Gece anneme giydirdiğim saten geceliğin askılarından biri
düşmüş memesinin biri yarısına kadar açılmış, etek kısmı da sıyrılmış
külodunun bir kısmı gözüküyordu. Hemen ereksiyon haline geçtim yine.
Dayanamadım annemi dürttüm yine ama annemde hiç ses yoktu. Sadece
düzenli nefes alışları vardı. Direk annemin bacak arasına kafamı sokup
külodunu çıkardım. Dilimi bu sefer hem göt deliğinde hem de amında
gezdiriyordum. İki elimle bacaklarını havaya kaldırıp ayırdım ve açığa
çıkan deliklere yumuldum. Sikim yine kazık gibiydi. Geceliğinin diğer
askısını da indirip memelerini özgür bıraktım. Bacaklarının arasına
girip yumuldum memelere. Sikim annemin vajinasına temas edince bir
irkildim. Memelerini emerken sikimi yavaş yavaş amcığına kaydırdım.
Kolayca girdi. Sonra geri çekip iyice yüklenince köküne kadar girdi.
Hızlı hızlı gidip gelmeye başlamıştım.
Resmen öz annemi altıma almış sikiyordum. Dedem öz kızının torunu
tarafından böyle sikildiğini görse kalpten giderdi herhalde. Üstelik
bana para vererek kızını sikmemde o da pay sahibi olmuştu. Az sonra
boşalacağımı anlayınca içime bir korku düştü ve sikimi son anda çıkarıp
annemin karnına boşaldım. Anneme ne açıklama yapacaktım eğer böyle bişey
yapsaydım. Tekrar annemi giydirip uykuya daldım. Rüyamda sikimde bir
ıslaklık hissederek uyandım. uyandığımın farkındaydım ama sikimdeki
ıslaklık geçmemişti. Rüyada mıyım değil miyim anlamaya çalışırken
sikimde ve yüzümde bir hareketlilik hissettim. Birden gözlerimi
açtığımda ne göreyim. Tam burnumun ucunda bir amcık yüzüme inip
kalkıyordu. Annemin amcığıydı bu. “anne ne yapıyorsun?” diye şaşkınlıkla
sordum. Annem ağzındaki sikimi çıkarıp “yarım kaldığın işi
tamamlıyorum” deyince dün gecenin farkına vardığını anladım. “”Anne
duuurrr” dememe rağmen “neden içime boşalmadın ki” dedi annem. Günah
benden gitti deyip dilimle annemin deliklerine muamele yapmaya başladım.
O sırada annemin telefonu çaldı. Kalkıp komodinin üzerinden telefonu
alıp gelip yüzüme oturarak konuşmaya başladı. Arayan babamdı. Herşeyin
yolunda gittiğini, benim uyuduğumu, herşeyden memnun oluğumu söyledi.
Söylerken tabi ben deliklerini yalıyordum annemin. Telefonu kapadıktan
sonra kalkıp sikime oturdu annem. Bacaklarını benim iki yanıma uzatıp
ellerinin üzerinde sikimin üzerinde zıplamaya başladı. O kadar
profesyonelce yapıyordu ki bunu sanki bir fahişeyle sikişiyordum. Kalkıp
annemi kucakladım. Bir yandan sikimde hoplarken bir yandan memelerini
emiyordum. Az sonra geleceğimi anlayınca anneme söyledim. “Evet oğlum
hepsini içime istiyorum aslanım dölle anneni hadi erkeğim benim ohh”
diye inlemeye başlayınca ben de annemin derinliklerine boşaldım,
hayatımdaki en mükemmel boşalmaydı, başım dönmüştü resmen. İkimizde
yorulmuştuk. Yan yana düştük yatakta. Az sonra annem kalkıp duşa girdi.
Ben de yüzümü yıkamak için peşinden girince duşakabinin açık olduğunu
gördüm.
Utançla annemi aynadan kesiyordum. Bir an aynada göz göze geldik.
Memelerini okşayarak “hala mı istiyorsun” dedi seksi bir ses tonuyla.
“Anne özür dilerim” dedim utangaç bir şekilde. Uzanıp elimden tutup beni
de duşakabinden içeri çekti ve eğilip sikimi emmeye başladı. “anne dur
ne yapıyorsun?” diyebildim. “Oğlum buraya bir amaç için geldik. Beni
hamile bırakacaktın. İşi garantiye almak için bir kere yetmez” diye
cevap verdi. Bunu duyunca annemi kaldırıp ayaktayken kucağıma aldım ve
amına geçirdim. Duşun altında şaplata şaplata sikmeye başladım. Bir
yandan da annemle öpüşüyorduk. Az sonra bir kez daha boşaldım annemin
amcığına. Duştan sonra kahvaltı için aşağı indik. Kahvaltı sırasında çok
az konuştuk annemle. Kalkarken “denize gidelim mi” dedi. Kabul ettim.
Mayolarımızı giymek üzere odamıza çıktık. Odaya girer girmez annem beni
yatağa ittirip tekrar üstüme çıktı. Şortumu sıyırıp sikimi emmeye
başladı yine. “Offf anne harikasınn” dedim o emerken. Sonra gidip
odadaki tekli koltuğa domalıp “hadi gel” dedi. Gidip arkasına geçip
sikimi amcığına dayamıştım ki “dur bakalım, biraz da burada yap” diyerek
sikimin başını göt deliğine yerleştirdi. “Ama anne hamilelikle ne
alakası var arkanın” diyebildim. “Bırak şimdi hamile bırakmayı oğlum,
anı yaşa. Arkamı da doyur biraz” dedi. Ben bu sözlerden sonra çılgın
gibi annemin göt deliğini yaladım ve dilimi sokabildiğim kadar içine
soktum. Sonra bir güzel siktim ve götüne boşaldım annemin. Anladım ki
annemin derdi sadece hamile kalmak değildi. Her tarafının sikilmesini
istiyordu. Tatil bitene kadar annemi defalarca hem amından hem götünden
siktim, döle doyurdum onu. Amına götüne boşaldığım kadar ağzına da
boşaldım. Otel odasının her yerinde, denizde bile siktim bir keresinde.
Bir akşam barın tuvaletinde, bir akşam da diskonun kuytusunda siktim.
Birbirimize doyamıyorduk. En son artık dönüşte babamla buluşmadan önce
Atatürk havalimanının tuvaletinde bile siktim annemi. Eve döndükten
sonra bir kaç gün birbirimizden uzak dursak da sonra sikişmeye tam gaz
devam ettik. Sonunda annemin bir ay sonra hamile kaldığını öğrendik.
Herkes mutluydu, en çok da ben… Şimdi kardeşimin doğmasını bekliyorum.
Ondan sonra annemi tekrar sikmeye devam edeceğim
13 Şubat 2020 Perşembe
ANNEMİ HAMİLE BIRAKMIŞTIM
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.