Annemi düşlemekle geçen zaman içerisinde güzel bir fırsat elde ettim.
Aslında bu fırsat benim için herşeyin de başlangıcı oldu arkadaşlar.
Mahallemizde
yakından tanıdığımız bir komşumuzun oğlunun düğünü vardı. Düğüne
davetliydik ve babam serseri postası diye tabir edilen gece 12 sabah 8
arasında çalışacağından dolayı düğüne annemle birlikte sadece ben
gidecektim. Düğüne gidilmesine gidilecekti ama annemi bir yandan da
düğünde ne giysem telaşı sarmıştı. Sardığı da iyi olmuştu hani. Daha
önce de anlatmıştım annem bizim mahallenin en güzel giyinen ve şişman
olmasına rağmen giydiklerine en çok titizlenen bayanıdır. Benim gözümden
bakacak olursak zaten ne giyse yakışır benim anneme. Hele birde az dar
olursa kocaman kalçalar ve kocaman göğüsler ortaya çıkarsa uffff harika
olur.
Onun telaşlanmasının en büyük sebeplerinden birisi de
elbette mali durum. Herşeye her an öyle para saçacak tiplerden de değil
annem. Yani anlayacağınız titizliği sadece giyimine kuşamına değildir.
Düzenli tertipli ve bilinçlidir çoğu şeyde, sağa sola boşa 1 tl de olsa
para vermeyi sevmez.
Ben maaşımı alalı daha birkaç gün olmuştu.
Anneme düğünde giyeceklerini ben hediye alayım diye düşündüm. “Anne
yarın seni iş çıkışında alayım da bir çarşıya gidelim mi” “Çarşıda ne
işimiz var oğlum” “Ne demek anne ne işimiz var. Cuma günü düğün var ve
hala mahallenin en güzel kadını kendine bir şey almadı” “Aman oğlum
boşver, almayalım bu seferde. Dolaba bakar giyerim ordan birşeyler”
“Hayatta olmaz. Ben anneme bugün bir güzellik yapmak istedim. Annem o
düğünün en güzel en dikkat çeken kadını olacak” “Hadi oradan deli oğlan
söylediklerine bi bak. En dikkat çeken en güzel kadın. Ayol anneni sen
ne görüyosun kleopatra mı” “Aman annem o dediğin kadın aşırı derece de
çirkinmiş. O senin şu dirseğinin kenarından geçemez” anemin yüzü
gülüyordu. Aslında planımda işliyordu kendi kendime. Allem edip kullem
edip anneme düğün için istediğim şeyleri aldıracaktım hep. “iyi oğlum
madem sen o kadar çok istiyorsun gidelim yarın madem” “Annem benim”
diyerek yanına yanaştım ve belinden sıkıca kavramaya çalıştım. Kafamı da
göğsüne gömdüm ve derin bir koku aldım. Ellerimi onu sever gibi
sırtında dolaştırdım bir süre. Artık annem gerçekten anlayamadığım bir
şekilde yaptığım bu elleme dokundurma sürtünme hareketlerine bir şey
demiyordu.
Ertesi gün iş çıkışı doğruca annemin çalıştığı yere
gidip onu aldım ve çarşıya indik. Mağazaları gezerken hafif siyaha kaçan
koyu lacivert bir etek dikkatimi çekti. Annemi kolumla dürtüp “Anne bak
bu nasıl sence” “Biraz genç işi gibi oğlum o” “Aman anne ne genci.
Sence gençler şimdi onları giyer mi” “aslında güzel gibi” “hadi anne bir
bakalım şuna” mağazada annem eteği denemek için kabine girdi.
Çıktığında yutkunmakta bile zorlandım. Annem önümde şöyle bir nasıl
olmuş diye dönünce kocaman kalçalarını saran etek yukarıdan dar aşağıya
doğru da eteğin uç kısımlarında fırfırlı şekilde genişliyordu. Ama
kalçalarını olduğu gibi ortaya çıkarması eteğin bence 100 de 100
alınması gerektiği fikrini oluşturdu. “Oğlum bu biraz garip gibi geldi
bana” “Neden anne bence çok güzel oldu sana” “Oğlum etek güzelde sanki
ne diyeyim üzerimde yok gibi hissettim” “Olur mu anneciğim bak ne kadar
güzel işte” “Oğlum ince gibi bu sanki” o sıra da mağaza çalışanı eteği
övüyordu yok efendim üstte likra varmışta güzel otururmuşta, sonra
bilmem ne şu kadar pamuk şu kadar ipek vs vs anlattıkça benim bile başım
dönmeye başladı. Beni ilgilendiren en güzel yanı annemin koca
kalçalarını olduğu gibi göstermesiydi. Gerisi hikaye. “Anne bak kızcağız
bil o kadar dil döktü bu eteğe alalım bunu, bu çok güzel oldu sana”
“iyi iyi senin dediğin olsun bakalım. Alalım oğlum”. Annemi etek
konusunda ikna ettikten sonra güzel bir bluz aradık. Mağaza çalışanı önü
fırfırlı, hafif üzerinde siyah geçiş çizgileri olan bluz getirdi. Önden
gömlek zannettiğim bluz gerçekten güzeldi ve annem çok fazla bluzu
eleştirmeden hoşuna gitmiş olacak ki bu olsun dedi. “İşte bu birde
altına siyah parlak rugan bir ayakkabı aldık mı senden güzeli yok
gözümde annem” “ayakkabıyı ne yapacaksın oğlum” “olmaz illa ki olacak”
“hatta senden istediğim tek bir şey daha var” “neymiş o” “anne şu
inadından vazgeç şurdan bir tane de siyah külotlu çorap al. Bak çok
harika olacak. Hem ne çıkar evde denersin beğenmezsen giymezsin olur
biter” “illa da aldıracaksın bana o şeyi değil mi” “annem ya bak ne
diyorum, inan seveceksin. Denemekten ne çıkar” “tamam bakalım alalım bir
tane” mağaza çalışanı hemen bir tane de külotlu çorap verdi anneme.
Ohhh en sonunda annemi istediğim şekilde giydirebilecektim. Bir de
ayakkabıcıya uğrayıp ayakkabı alarak eve döndük.
Evde annem
yiyecek bir şeyler hazırladı. Yemeğe otururken tezgah önünde annemi
belinden kavrayarak sikimi yine götüne dayayıp yanağına bir öpücük
kondurup “annem benim Cuma günü en güzel sen olacaksın” “hadi ordan.
Cuma günü annem benim istediğim gibi giyinecek diye seviniyor olmayasın
sen” artık saklayacak değildim. Annem yaptıklarıma ses çıkarmıyorsa
söyleceklerime de ses çıkarmayacaktı. “Evet anne benim istediğim gibi
giyinmene seviniyorum” “Hah şöyle doğruyu söyle” “Doğruyu her zaman
söylüyorum ben. Sen tanıdığım en güzel kadınsın en…..” dedim kaldım.
Annem dayanamadı tabi hemen atladı “neymiş o son en” “Boşver annem”
dedim. “yok yok boşvermem” “kızma ama” “yok kızmam” “en seksi kadınsın
işte” annemin yanağının al al olduğunu görebiliyordum. Ses çıkarmadı ama
yüzünde öyle bir hal vardı ki kadınlık gururunu okşadığım belliydi.
“Serseri oğlan. Anasına nelerde diyo şuna bak” “Aman anne ne varmış
senden güzeli yok gözümde” “Ehhh bakalım güzel analı çocuk öyle olsun”
dedi ve gülüşmelerle yemeğimizi yedik. Annem aslında sert mizaçlı da
sayılır. Kolay kolay bu konularda konuşmalarıma izin verir diye
düşünmezdim hiç, ama vardı birşeyler onun da benim de söyleyemediğimiz.
Ahh birde bende son hamleleri kıvıracak cesaret olsa herşey tamamdı bu
zamana kadar. Çoktan kollarıma almıştım hayatımın kadınını.
Annemle
yemeği yedikten sonra salonda tv izlerken aklıma yine hinlik geldi.
“Anne” Efendim oğlum” “Hadi aldıklarımızı bir denesene” “Boşver şimdi
oğlum dizi izliyom” “Aman anne her gün aynı şeyler” “Ama sarıyor oğlum”
“Anne nesi sarıyor. Millet komşusuna, yok baldızına yok arkadaşının
karısına dalıp duruyor dizilerde. Kimin eli kimin cebinde belli değil
ya” “Bak sen kızdın mı denemeyecem şimdi deyince” “Yok kızmadım da” “Eee
ne bu kadar laf o zaman” “Onları üzerinde görmeyi çok istiyorum ondan”
“Görürsün yarından sonra” “Tamam anne tamam. Yine tersin tuttu” bu sefer
o bana sarıldı. Öyle bir sardı ki beni kafam tam göğüslerinin arasında
kaldı. “Kıyamam ben sana kuzum” deyip odasına gitti. Geldiğinde
gerçekten müthiş görünüyordu. Aldığımız bluzun ön tarafından
fırfırlarından bile önde gözüken fırlamış memelerinin üst kısmı altında
eteği tüm kalçalarını ortaya çıkarmış ve basenlerine kadar belli
ediyordu. Şöyle önümde nasılım diye dönünce eteği hafif havalandı ve
dizlerine kadar bembeyaz bacaklarını görünce nutkum tutuldu. “Şiişşşt
sana diyorum oğlum nasıl olmuş” “Anne diyecek söz bulamadım harika” “Ama
bir sorun var” “Ne anne” “Bu başörtüsü gitmez buna” “Anne bence şu alev
kırmızı bi başörtün varya. Parlak ipek olan bunun üzerinde harika
durur” “Öyle mi dersin” “Dene istersen” deyince odasına gitti yine.
Geldiğinde işte bu dedim. Parlak kırmızı başörtüsü o kadar güzel
gitmişti ki bluzun üzerinde harikaydı. Birde düğünde aynı bu şekilde
arkasını yaka üzerine salar, ön kısmını yukardan dikleştirip
sabitleyerek altını boğazına güzelce sarar gibi bağlarsa çok güzel
olurdu. “İşte bu çok güzel oldun şimdi annem” “hımmm güzel oldu mu
hakikatten” aradığım sözde tam buydu zaten. Ayağa kalkıp yanına gittim
elimi beline sarıp ilk defa annemi ön cepheden böyle kucaklıyordum.
İyice kendime dayadım onu. Annem hiç ses etmiyordu yine. Elim hafif
kalçalarındaydı “Güzel bile az bir kelime sultanım, muhteşemsin” dedim.
Annem gözlerime bakıyordu. Gözlerindeki parıltı hadi devam et der
gibiydi ama işte devam etme cesareti yoktu bende. Ellerimi kalçalarında
hafifçe gezdirip “Güzel annem benim” diyerek yanağına bir öpücük
kondurdum. Ama çok isteğim ve annemden lise yıllarımdan sonra görmediğim
bir hareket geldi. Annemde ellerini boynuma atarak bana sarıldı ve
“Oğlum böyle muhteşem diyorsa öyledir” dedi. Keşke külotlu çorabı da
giyseydi ve ben hemen söyledim zaten “şu giymem dediğin şeyi de
giyseydin” “Aman oğlum giydirme bana onu” “Bak bi giy göreceksin çok
güzel olduğunu” “Peki peki kurtuluş yok” dedi içeri gitti geri
geldiğinde çorapları giymişti ve “Oğlum sanki yırtılacak gibi geliyor
bu” “Hani anne gayet güzel bence, derli toplu tutar hem seni” “oğlum
alttan değil yukarıdan yırtılacak gibi” “nasıl yani” “yahu söylettirme
beni illa ki kıçımdan diyorum kıçımdan” gülmeye başladım annem öyle
deyince. Hem annemin ağzından kolay kolay duyduğum sözlerde değildi
bunlar.
Cuma gününe kadar annemin o giyinmiş halini düşünüp 31
çektim. Nihayet Cuma günü akşam olmuş düğüne gitmek için
hazırlanıyorduk. Annem hazırlandığında o gün gözüme daha bir seksi
geldi. Hafifte makyaj yapmıştı ve müthiş görünüyordu. Üzerine
pardösüsünü de aldı ve çıktık yola. Araba da babam olmadığı için annem
ön tarafa yanıma oturdu. Yolda vites değiştirme bahanesiyle bol bol da
bacağını okşadım. Düğüne geldiğimizde eğlence yeni yeni başıyordu.
Herkes dansa kalkınca bende anneme “hadi dans edelim anne” dedim “yok
oğlum ne işim var dansta benim” “olur mu anne düğüne geldik hem bak pist
ne kadar kalabalık kimse orda olduğumuzu bile farketmez hadi kalk dans
edelim” annem az isteksizde olsa kalktı. Pistte orta bir yere
kalabalığın içine karışıp annemi belinden tuttum ve dansa başladık. Dans
ettikçe annemi kendime doğru biraz daha yaklaştırıyordum. Eteğin
üzerinden hafif hafif kalçalarını okşamaya bile başlamıştım. O da
farkındaydı yaptıklarımın bazen geri kaçar gibi yapıyor sonra ne bileyim
bazen de sanki kendisini bana doğru o bastırıyordu. Yüzüne baktıkça
kırmızı başörtüsüyle beyaz yüzü bana çok güzel gözüküyordu. “Anne bence
şu an burdaki en güzel kadın sensin” dedim karşılık bile vermedi ama
yüzündeki hafif gülümseme ve bana iyice sarılarak yakınlaşması herşeyi
anlatıyordu. Dans bittiğinde kasap havası türünden müzikler başlayınca
yerimize oturduk. Güzel bir eğlence gecesinden sonra düğünden ayrılarak
eve döndük. Annem yolda “en son ne zaman dans ettim hatırlayamadım
sağolasın oğlum güzel oldu” dedi. “annem yaaa. Daha önce söyleseydin
evde ederdik ikimiz” dedim. “İlahi deli oğlum durduk yere dans mı
edilir” “neden anne durduk yere şarkı türkü söyleniyor oynanıyor da dans
mı edilmesin. Eve gidelim ilk işimiz dans etmek olacak” hiçbir şey
demedi annem.
Eve gelip üzerimizdeki ceket ve pardösüleri çıkarıp
salonda oturmaya başladık. Uydunun radyo kanallarını dolaşıp slow müzik
çalan bir yer buldum. Annemi elinden tutup kaldırdım. Hiç itiraz
etmedi. Nedense bugün herşey birbaşkaydı. Normalde bugün yorgunum, dans
mı edilirmiş gibisinden bir sürü sebep uydururdu. Annemi yine belinden
kavrayıp kendime doğru çektim. Düğün salonundan beri kalkık sikimi
hissetmemesi mümkün değildi zaten. Göbeği bedenime değmesine rağmen
sikimin kalkıklığının yumuşak sıcak bir yere temas etmesinden, sikiminde
doğru yerde olduğunun göstergesiydi. Ama garip olan anneminde kendini
sikime doğru bastırmasıydı. Annemin kalçasını resmen avuçladım o an
irkildi ve yüzüme doğru baktı ama ben hiçbirşey yokmuş normal dans
ediyormuşuz gibi davrandım annemde hiç bir şey demedi yine. Onu okşaya
okşaya dansa devam ediyordum. Artık okşama ve dayamayı bile geçmiş
resmen önden anneme kerkiniyordum. Annemse ses etmiyordu. Bu bir
davetmiydi hala kafamda soru işaretleri vardı. En az 20 dakika böyle
devam ettik. En sonunda annem son çalan müzik bitince durdu. Durdu
durmasına ama hala bedenlerimiz birleşik birbirimizi belimizden sarmış
vaziyeteydik. Öylece durduk biraz. Sonra anneme doğru baktım yüzünde
manasız bir tebessüm vardı. Kıpkırmızı başörtüsü beyaz yüzünde hafif
yanaklarına sürülmüş allıkla öyle bir güzel göründü ki gözüme hafifçe
eğilip yanağından öpüyor gibi yaparak dudağına bir öpücük kondurdum.
Sonra öbür elimi de beline sarıp “işte benim güzel annem” dedim.
“yakışıklı oğlum benim diyerek annem bir hamle yaptı ve beni yanağımdan
öptü. Öptü ama bu öpüş öbürlerine göre daha bir farklıydı çünkü o da
benim gibi yanağımdan öper gibi yapıp dudağımın kenarından öpmüştü.
Ellerimle resmen kocaman kalçalarını avuçladım. Hani hissetmez anlamaz
diyecem ama önden amına dayamışsın kendine iyice çekmişsin, arkadan da
bol bol okşuyorsun. Bunu anlamaması mümkün değildi bence. Ayakta öylece
annemi bir süre resmen okşadım. Sonra annem geri çekildi. Bu benim için
kırmızı hat demekti. “yoruldum oturalım oğlum, ayaklarım fena oldu”
“tamam anne istersen masaj da yapabilirim” “çok iyi olur valla. Dur
uzanayım kanepeye de yap bari oğlum” annem kanepeye uzandı külotlu
çorabının üzerinden bacaklarına masaj yapmaya başladım. okşadıkça
yukarıya doğru hareket ediyordum. Eteğinin altından soktuğum elim
kalçlarına kadar uzanıyordu. En son o basenli baldırlarını okşarken
annemin dudaklarını ısırdığını gördüm. Cesaretimi arttırıp elimi
kalçalarına çıkardım. Kalçalarını da masaja dahil ettim. Artık annemin
alt kısmını baştan başa okşuyordum. Okşadıkça da çıldıracak gibi
oluyordum. Elim bacağından kalçasına kadar geziniyordu. Artık iyice
yukarılara yoğunlamış elim sadece kalçalarında dolaşıyordu. Külotlu
çorap üzerinde elim kayıyor gibiydi zaten. En son öyle bir hareket
yaptım ki cevabını da denk aldım sanırım. Elimi annemin bacak arasına
doğru götürdüğümde annem bacaklarını biraz daha araladı. Baldırlarının
iç kısmını masaj yapıyor bahanesiyle artık amcığının kenarlarını
okşuyordum. Bir ara annemin amının sağ dudağını eliml hafif sıktığımda
“ımmmhhhhh” sesi duydum bariz şekilde. Bu ses zevk sesiydi dur değildi
yapma değildi. Sonra elimi tamamen amcığına koydum. Amcığını biraz
okşadığımda külotlu çoraba kadar ıslaklığın geldiğini farkettim. Annem
resmen istiyor gibiydi. Elimle annemi okşarken eteğini tamamen yukarı
kaldırdım. Bacaklarından kıçına kadar herşey gözümün önündeydi. Artık
masaj yerine okşama hareketleri almıştı yerini. Önümde yatan da bende
biliyorduk ne olduğunu. Annemin baldırını bacağını kalçalarını hoyratça
okşadım. Ara sıra ben okşarken inliyordu. Bir saate kadar devam ettim
onu okşamaya. Sonra birden kanepede doğrulup “yeter bu kadar iyi geldi”
diyerek ayağa kalktı. Hızlı adımlarla “ben yatıyorum artık” dedi ve
odasına kapandı.
Ne olmuştu şimdi. Her şey çok güzel gidiyordu.
Birden ne oldu da odasına gitmişti. Sikim demir gibiydi. Önce gittim
lavaboda 31 çektim. Sonra odama geçtim. Bir süre öyle ne oldu da kalkıp
gitti diye düşündüm. Ama sebep yoktu. Hatta inlemeleri onun da zevk
aldığını gösteriyordu. İyice kendimi doldurdum. Ne olacaksa bu gece
olacaktı. İster gönüllü ister gönülsüz olsun. Annem bu gece benim
olacaktı.
13 Şubat 2020 Perşembe
Türbanlı Annemle Seks Hikayemiz 3
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.